Bir yanda, ulusun en büyük emaneti Anıtkabir… Orada susturulan “Türküm” sözü, sadece bir cümle değil; bir milletin onuru, karakteri ve gelecek nesillere bıraktığı yüce mirastır. Her taşında özgürlüğün yankısı, her duvarında Atatürk’ün vizyonu ve milletine olan sevgisi hissedilir. Anıtkabir, sadece bir anıt değil; bir milletin direnişinin, onurunun ve bağımsızlık ruhunun somutlaşmış halidir. Anıtkabir’de rüzgar bile saygıyla esti. Bir ulusun kalbi, Ata’sının huzurunda aynı ritimle attı. Yaşlısı, genci, çocuğu… herkesin gözünde aynı gurur, aynı minnet, aynı hüzün vardı. Ama o sessizliğe yakışmayan bir ses yükseldi: “Recep Tayyip Erdoğan!” O ses, bir milletin mabedine, Atasına ve şehitlerin toprağına saygısızlıktı. Çünkü Anıtkabir siyaset meydanı değil; bu vatanın kalbidir. O toprakta söylenecek tek söz vardır: “Atam, emanetin emanetimizdir.” Ve biz, o sessizliğin içinde bir kez daha söz verdik: Türk susmaz, vatan sahipsiz kalmaz. Çünkü bu milletin kalbi hala Anıtkabir’in taşlarında, Atatürk’ün izinde atıyor. Öte yanda, yüce Meclisimiz… Ulusun iradesinin, halkın sesinin ve demokrasinin tecelli ettiği mekan. Orada yankılanan “Öcalan’a özgürlük” çığlıkları, sadece bir ses değil; milli iradeye ve halkın kutsal değerlerine karşı işlenmiş bir ihanettir. Anıtkabir’in yüce duvarlarıyla Meclis’in kutsal kürsüleri arasında yükselen bu sessizlik, boşluk değil; ihanetin yankısıdır. Bu topraklar kolay kazanılmadı. Gazi kanıyla, şehitlerin canıyla, askerimizin teriyle ve gençlerimizin gözyaşıyla yoğruldu. Kimi gözünü, kimi kolunu, kimi bacağını verdi; analar, babalar, eşler, çocuklar en değerli varlığını, evladını, eşini, babalarını, kardeşlerini şehit verdiler. 20 yaşına gelmiş gelmemiş gençlerimiz, vatan için hayallerini, huzurunu ve hayatını ortaya koydu. Onların mücadelesi, her nefesimizde, her ezan sesiyle, her dalgalanan bayrakta yankılanıyor. Andımıza yasak, haine özgürlük! Bu mudur adalet? Susturulan andımız, milletin kalbinde haykırıyor. Vatanın kalbinde susmak, ihaneti büyütmektir. Anıtkabir’de susanlar, Meclis’te bağıranlara borçludur cesaretini; Ama bilinsin: Türk susmaz, vatan sahipsiz kalmaz! Bu ülke, Andımız’ı susturanların değil; onu ezberleyen çocukların, onun için mücadele eden gençlerin, vatanını seven her bireyin ve gazilerimizin omzunda yükselir. Bir yanda saygı, ulusal onur ve milli irade… Öte yanda ihanet, terörün sesi ve değerlerimize saygısızlık… Ama biz vazgeçmeyeceğiz. Biz, hakkın, adaletin, vatanın ve Atatürk’ün yüce mirasının izinde dimdik duracağız. “Türküm diyen susturulmaz, hainin adı yüceltilmez!” “Bu sessizlik bizim değil, ihanettin sessizliğidir!” Ve bilin ve anlayın ki; Bu topraklar kolay kazanılmadı, kolay korunmadı. Her nefesi, her damla kanı ve her fedakarlığıydı bu millet bugün dimdik ayakta. Ne ihanet, ne sesini yükselten hainler, ne de susturulmak istenen andımız, bu yüce milletin ruhunu ezemez. Bizim için vatan, sadece bir toprak parçası değil; atalarımızın emeği, şehitlerimizin kanı, gazilerimizin onuru ve çocuklarımızın geleceğidir. Bugün sessiz kalınan her an, yarının hesap soracak nesillerine bırakılmış bir çağrıdır. Biz susmayacağız, vazgeçmeyeceğiz ve Atatürk’ün ışığında sonsuza dek dimdik duracağız. Türk susmaz, vatan sahipsiz kalmaz!